Geleceğe Doğru Yeni Bir Eğitim Paradigması: Sürdürülebilirlik Eğitimi
Geleceğe Doğru Yeni Bir Eğitim Paradigması: Sürdürülebilirlik Eğitimi
Yeryüzünde yaşamı sürdürülebilir kılmak, çağımızın en önemli hedeflerinden biri haline gelmiştir. Bu hedefe ulaşabilmek için, eğitim sistemlerinin sürdürülebilirlik perspektifi doğrultusunda yeniden yapılandırılması kritik bir öneme sahiptir. Ancak hem dünya genelinde hem de ülkemizde sürdürülebilirlik eğitimi konusunda kavramsal bir karmaşa ve belirsizlik yaşandığı gözlemlenmektedir. Bu durum, sürdürülebilirlik eğitiminin etkili bir şekilde uygulanmasını ve toplumda gerekli farkındalığın oluşmasını engellemektedir.
Yönetim Kurulu Başkanımız Prof. Dr. Oğuz Özdemir’in Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Dergisi’nde yayımlanan yeni makalesi, bu alandaki önemli sorunları ele almakta ve çözüm önerileri sunmaktadır. Eleştirel bir araştırma türünde gerçekleştirilen çalışmada, sürdürülemezlik olgusunun tarihsel kaynakları detaylı bir şekilde incelenmiş ve bu durumun eğitim sistemleri üzerindeki etkileri ortaya konmuştur. Çalışma, sürdürülebilirliğe geçişin en kalıcı ve etkili yolu olarak sürdürülebilirlik eğitimine dikkat çekmekte ve bu konunun stratejik önemini vurgulamaktadır.
Sürdürülebilirlik eğitimi, bireylerin çevresel, ekonomik ve sosyal sorunlara bütüncül bir bakış açısıyla yaklaşmalarını sağlamakta; aynı zamanda uzun vadeli çözümler geliştirebilmeleri için gerekli bilgi ve becerileri kazandırmaktadır. Bu bağlamda, eğitim politikalarının sürdürülebilirlik odaklı bir çerçevede yeniden şekillendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Özellikle müfredatların bu doğrultuda güncellenmesi, öğretmenlerin bu konuda yetkin hale getirilmesi ve eğitim pratiklerinin etkili bir şekilde uygulanması gerekmektedir.
Prof. Dr. Özdemir’in çalışması, sürdürülebilirlik eğitiminin teorik temellerini sağlamlaştırmanın yanı sıra, bu alandaki uygulamalara ışık tutmayı hedeflemektedir. Makale, gelecekteki eğitim politikalarının sürdürülebilirlik eğitimi yönünde oluşturulmasına katkı sağlamayı amaçlamakta ve ilgili alan yazının bu yönde gelişmesine öncülük etmektedir. Çalışma ayrıca, sürdürülebilirlik eğitiminin toplumun tüm kesimlerine yayılması için stratejik öneriler sunmaktadır.
Sonuç olarak, sürdürülebilirlik eğitimi yalnızca çevresel sorunları çözmek için değil, aynı zamanda daha adil, eşitlikçi ve dayanıklı bir toplum oluşturmak için de kritik bir araçtır. Bu eğitim paradigmasının benimsenmesi ve uygulanması, gelecek nesillerin daha yaşanabilir bir dünyada hayatlarını sürdürebilmeleri için vazgeçilmezdir. Prof. Dr. Oğuz Özdemir’in bu çalışması, sürdürülebilirlik eğitiminin önemini bir kez daha gözler önüne sermekte ve bu alanda yapılacak çalışmalara güçlü bir zemin hazırlamaktadır.
Dergiye ulaşmak için tıklayınız!